top of page

Manifesto

Onarıcıyız. Toprak altı ve üstü canlılık ve bereketin güçlenmesi, doğal sistemlerin direncinin yükselmesi ve biyolojik çeşitliliğin artması için çalışıyoruz. Sürdürülebilirliği yeterli görmüyoruz, onun da ötesine geçerek ekosistemleri onarıp iyileştirmemiz gerektiğini görüyoruz.  Ekolojik, ekonomik ve toplumsal onarımı beraber ele alıyoruz.


İnsana güveniyoruz. İnsanın “doğası” gereği yıkıcı olduğunu kabul etmiyoruz. İnsanın yaptıklarını yapma yöntemlerinin en yıkıcı sonuçlara yol açabildiği gibi, doğru yönetim ve yöntemlerle onarımı da gerçekleştirebildiğini biliyoruz.


Sistematik, bağlam-temelli planlamalar ve uygulamalar gerçekleştiriyoruz. İnsanı da kapsayan “doğa”nın kaotik, karmaşık yapısını içselleştiriyor  ve dinamik bir “Bütüncül Yönetim” uyguluyoruz.


Bilimsel çalışıyoruz. Bütüncül bilimin bulgularını, yerel bilgeliği, deneyselliği, küresel yurttaş biliminin bilgi birikimini , harmanlayarak ve sorgulayarak kullanıyoruz. İndirgemeci bilimin çelişkilerini görüyor, genel-geçer formüller dayatan “teknoloji her şeyi çözer" (tekno-fiks) anlayışa mesafeli duruyoruz.


Meraklıyız. Farklı yöntemleri, kombinasyonları, “denenmemişleri” ve çeşitli araçların ve bilgilerin bir arada kullanılmasını içeren yenilikleri düşünmekten, tasarlamaktan, uygulamaktan  Kaçınmıyoruz. Bunların denenmesinin yarattığı bilgiyi gezegene katkı olarak görüyoruz. Hata ve başarısızlıkları, gerekli dersler çıkarıldığı sürece, başarılar kadar önemsiyoruz.


Hayalciyiz. Hayal kurmanın gücüne, önemine şahidiz.


Gerçekçiyiz. “Anlatılan” ve “inanılan” gerçekliklerin ötesindeki hakikatlere, hayallerin ve gerçekçiliğin ortaklığıyla ulaşılabileceğini biliyoruz. Hayalciliği yelken, gerçekçiliği geminin omurgası olarak görüyoruz.


Pastoral değil, somut konuşuyoruz. İnsanların bilgiye erişimini önemsiyor ve soyut kavramlarla bezeli söylemler yerine net, anlaşılır, somut verileri paylaşmayı görev biliyoruz. Bu somut bilgilerden soyut hayaller kurma özgürlüğünü, bilgiye erişenlere bırakmamız gerektiğini düşünüyoruz.


İlkelerimiz var. Bu ilkelerin ve dünya görüşümüzün mevcut etik anlayışlarıyla ne kadar bağdaştığından ziyade, Anadolu Meraları ekibinin gece yastığa/kütüğe başlarını ne kadar rahat koydurttuğuyla ilgileniyoruz. Çözemediğimiz ilkesel tutarsızlıklarımız (varsa), bunların tutarsızlık olduğunu kabul ediyoruz.


Oyunbozanız. Fikrimizi ve doğru bildiğimizi, bize en yakın olan veya görünenleri “şaşırtsa” bile paylaşmayı etik bir görev olarak görüyoruz. Yaşamı yeniden kurmanın yolunun, kavramları yeniden tanımlamaktan geçtiğini biliyoruz.


Niyetliyiz. Farklı olmak ve farklı şeyler yapmanın zorluklarını biliyoruz, yaşıyoruz. Zaman, para, işgücü ve yorgunluk baskıları altında “alışılageldik-dışı” işlere öncülük etme gayretimizi, yürümeye devam edebilmemizi sağlayan güç olarak görüyoruz. Bir de sizler: Anadolu Meraları'na inanan, güvenen, destek olmak için can atan, paylaşan, takip edenler... En büyük şükranımız sizlere.

bottom of page