top of page

Bütüncül Yönetim ve İklim Değişikliği

İklim Değişikliği insanlığın ve gezegenin en acil ve önemli sorunu; ve bu sorun her geçen gün katlanarak büyüyor.

Bilim insanlarının üzerinde anlaştığı “felaket öncesi üstsınır” olan “atmosferde milyonda 350 karbondioksit eşdeğeri seragazı parçacığı – 350 ppm” (www.350.org) limitini çoktan geçmiş, 400 ppm'in üzerine çıkmış durumdayız. Bu, etkisi sonradan gelen bir süreç olduğu için şu anda yaşadığımız zorlukların önümüzdeki 20 yılın giderek artan felaketler zincirleri karşısında devede kulak kalacağı biliniyor.

Bu karamsar tablo karşısında ülkelerin ve siyasi önderlerin iyi bir sınav verdiğini söylemek çok ama çok zor – hızla 350 ppm'in altına düşürülmesi gereken atmosferdeki CO2 oranları, 400'e ulaşmış olmasına rağmen fosil yakıtlara dayalı enerji, gıda, sanayi ve ulaşım sektörleri büyümeye devam ediyor. Türkiye ve dünyada bir çok aktivist, biliminsanı, sanatçı ve yurttaşlar İklim Değişikliği'ne karşı farkındalık çalışmaları yürütüyor, karar alıcılara baskı kuruyor, kampanyalar düzenliyor. Anadolu Meraları olarak tüm bu gayretleri saygı ve şükranla destekliyoruz.

Öte yandan, Onarıcı Tarım ve Bütüncül Yönetim'in İklim Değişikliği'yle mücadele (mitigation) ve uyum (adaptasyon) boyutlarında sunduğu devasa ve somut çözüm olanakları hala tam anlamıyla ve şaşırtıcı biçimde bilinmiyor.

İnsan aktiviteleri sonucu oluşan İklim Değişikliği'nin baş sebebi olan atmosferdeki karbon, gezegen üzerindeki ve içindeki yutaklar (sink) arasında bir döngü halindedir. Bu yutaklar, büyüklüklerine göre sırasıyla okyanuslar, fosil yakıt rezervleri, toprak, atmosfer ve topraküstündeki tüm canlılardır.

Ayaklarımızın altındaki, derinliği 20 cm ile 100 cm arasında değişen üst-toprak katmanı, görüldüğü gibi aslında devasa bir karbon yutağıdır. Dahası, son derece “aç” bir yutaktır.

Net bir soru sorup basit bir hesap yapalım: Eğer elimizde sihirli bir değnek olsa ve dünyanın karasal alanlarının sadece %10'undaki (1.5 milyar hektar) toprağın organik madde miktarını 1 metre derinlik içinde sadece %0.1 arttırsak, atmosferden ne kadar karbondioksiti bertaraf etmiş olurduk?

  1. Bir metreküp toprağın kütlesi (ortalama): 1.3 ton

  2. Bir metreküp toprak kütlesinin %0.1'i (organik madde artışı): 1.3 kg
    (Yani, organik madde miktarını %0.1 arttırmak, metrekarede 1.3 kg organik madde üretmek anlamına gelecek)

  3. Hektarda (10.000 m2) organik madde artışı= 1.3kg x 10.000 = 13 ton

  4. 5 milyar hektarda organik madde artışı= 13 ton x 1.5 milyar =19.5 Gigaton

  5. Organik maddenin ortalama %55'i karbon atomundan oluşur. Yani, 19.5 Gigaton organik madde = 10,7 Gigaton karbon

  6. Karbonun atomik ağırlığı 6, oksijenin ise 8'dir. Yani CO2 (karbondioksit) molekülünün atomik ağırlığı (22), karbonun atomik ağırlığının 3.66 katıdır.

  7. Dolayısıyla, atmosferden 10.7 Gigaton karbon “gömebilmeniz” için, 10.7 Gt x 3.66 = 39 Gt CO2'yi atmosferden “almanız” gerekir.

Sonuç: Dünyanın karasal alanlarının %10'undaki toprağın organik madde miktarını %0.1 arttırmak demek, atmosferden 40 Gt'a yakın karbondioksiti bertaraf etmek demektir. 40 Gt, insanlığın tamamının 2015 itibariyle yıllık karbondioksit salımının yaklaşık %120'sine denk gelir.

Onarıcı Tarım ve özellikle Bütüncül Yönetim, söz konusu “sihirli değnek”; bu “karbon gömme” sürecini her yıl ve daha yüksek oranlarda yapmak da mümkün. Anadolu Meraları'nın Uygulama Arazisi'nden alarak Çanakkale İl Tarım Müdürlüğü'ne yaptırdığı resmi toprak analizi sonuçlarına göre, sulama, tohumlama, kompostlama gibi hiçbir ek çalışma yapmadan, sadece 12 ayda dekar başına yaklaşık 10 ton karbondioksitin toprağa organik madde olarak “gömülmesini” sağladık. Toprağın 90 cm'lik kısmındaki organik maddeyi ortalama %0.4 arttırdık.

200 dekarlık Uygulama Arazimiz'de aldığımız bu sonuçla toplamda 2000 ton karbondioksiti atmosferden uzaklaştırdık, yani Türkiye ortalamasında 330 bireyin bir yıllık seragazı salımını “sıfırladık".

Üstelik, besleyici, şifalı, sadece otla beslenmiş bir hayvancılık yaparak.

Organik madde artışı başta olmak üzere Bütüncül Yönetim'in arazi üzerindeki ve içindeki etkileri, İklim Değişikliği'ne uyum için de çok önemli. Uygulama Arazisi'nde oluşmasını sağladığımız 1090 ton organik madde, arazideki toprağın su tutma kapasitesini yaklaşık 4.000 ton arttırmış oldu. Bu, kuraklık zamanı daha fazla suya sahip olabilen bir toprak demek, ani yağışları “emebilen”, sellerin oluşmasını engelleyen bir toprak demek, erozyonla toprak ve besin kaybı yaşamayan bir ekosistem demek.

Anadolu Meraları Uygulama Arazisi’nde onarım:

Onarıcı Tarım ve özellikle Bütüncül Yönetim, söz konusu “sihirli değnek”; bu “karbon gömme” sürecini her yıl ve daha yüksek oranlarda yapmak da mümkün. Anadolu Meraları’nın Uygulama Arazisi’nden alarak Çanakkale İl Tarım Müdürlüğü’ne yaptırdığı resmi toprak analizi sonuçlarına göre, sulama, tohumlama, kompostlama gibi hiçbir ek çalışma yapmadan, sadece 12 ayda dekar başına yaklaşık 10 ton karbondioksitin toprağa organik madde olarak “gömülmesini” sağladık. Toprağın 90 cm’lik kısmındaki organik maddeyi ortalama %0.4 arttırdık. 

200 dekarlık Uygulama Arazimiz’de aldığımız bu sonuçla toplamda 2000 ton karbondioksiti atmosferden uzaklaştırdık, yani Türkiye ortalamasında 330 bireyin bir yıllık seragazı salımını “sıfırladık”.

------------

Detaylı bilgi;

 

Toprağa Niçin Karbon Gömüyoruz?

 

 

  • 2014 yılına ait toprak analizi sonuçlarımız

 

 

 

 

 

 

  • 2015 yılına ait toprak analizi sonuçlarımız

bottom of page