top of page
Ara

Anadolu Meraları’nın yabani koyunları

Arazi yönetimi, toprak ve ekosistem onarımı ile sürdürülebilir finansal planlama, asırlık otlatma planları gibi konularda çığır açan ‘bütüncül yönetim’in Türkiye’deki ilk ve tek örneği Anadolu Meraları. Topraktaki yaşam döngüsünü en üst seviyeye çıkarmanın hedeflendiği o verimli meraları, kurucuları Durukan Dudu, Volkan Büyükgüngör’ü ve ‘yarattıkları’ vahşi koyunlarını ziyaret ettik.



ÇANAKKALE’nin Biga ilçesinde uçsuz bucaksız yemyeşil meraların ortasında, sağanak yağmurdan bizi zar zor koruyan çadırdan bozma tentenin altındayız. Burası Durukan Dudu (27) ve Volkan Büyükgüngör’ün (33) kurduğu meraların ıslah edilmesi için çalışan ‘bütüncül yönetim’ metodunun Türkiye’deki tek temsilcisi Anadolu Meraları oluşumunun merkezi. Durukan ve Volkan son 2 yıldır köyde, son 7 aydırsa arazide çadırda yaşıyor. Kendi yaptıkları ocakta kendi ürettikleri gıdalarla besleniyor, yağmur hasadından biriktirdikleri suyu kullanıyorlar. Az ötede otlayan koyunlar da farklı durumda değil; onlara ne yem veriliyor ne de su... Ancak huzurlu, besili ve sağlıklı görünüyorlar. Bu, nasıl olabilir? Durukan, “Otçul hayvanların, yabani oldukları; yani etrafta onları avlayan başka hayvanların olduğu ve insan nüfusunun her yere yayılmadığı dönemde takip ettikleri bir düzeni vardı; hızlı şekilde hareket eder ve sürekli göç halindeydiler. Bütüncül yönetimde biz hayvanların yabani hallerini taklit ediyoruz” diyerek başlıyor anlatmaya:


ANALİZLE OTLATMA “Topraktaki döngülere bakıp araziye 20 hatta 100 yıllık bir otlatma planı yapıyoruz. Hem laboratuvar hem de gözleme dayalı analizler yapıyoruz. Her araziye göre farklılaşabilen bu plan çerçevesinde hayvanların belli bölgelerde belli zaman aralıklarında otlamasını sonra da diğer tarafa geçmesini sağlıyoruz. Hayvanları 3-6 gün arasında otlayacakları alana kapatıyoruz. KÖKTEN ATMOSFERE

Bir zaman sonra alışıyor ve o arazide kalarak serbestçe otluyorlar. Ardından bir sonraki bölüme alıyoruz. Çıktıkları araziyi ise bir süre boş bırakıyoruz. Amacımız oradaki otların yeniden tohum açacak noktaya gelmesi ve kök sistemlerini salıp topraktaki yaşam döngüsünü en üst seviyeye çıkarmak. Böylece bize iklim değişikliği olarak sorun yaratan karbondioksiti toprağa karbon olarak da gömüyoruz. Karbon demek organik madde demek.

Bir sonraki seferde daha fazla ot, daha fazla verim ortaya çıkıyor. Bütün meralarda bu yöntem uygulansa Türkiye’nin karbon salımının yıllık yüzde 27-30’u arası bereket olarak toprağa geri döner.”

AĞILLAR YALNIZCA KUZULARIN ANADOLU Meraları’nın şu anda bütüncül yönetim metodunu uyguladıkları 40 dönümlük bir arazi içinde 18 koyunu bir de koçu var. Sürü bugüne kadar hiç dört duvar arasına girmemiş. Meralara hiçbir şey ekilmiyor, sulama yapılmıyor. Koyunların otlayabileceği 17 farklı alan var. Durukan Dudu, “Her parça hiçbir hayvanın giremediği ve otların rahat rahat büyüdüğü 60-80 gün arası süreç yaşıyor. Otlatma planımızı örneğin 4 ay kuraklık olsa bile hem hayvanların karnının doyacağı hem de topraktaki ekosistemin sekteye uğramadan devam edeceği şekilde yapıyoruz” diye anlatıyor. İşin mali boyutunu ise “Erkek kuzuların etini satıyoruz. Normal pazar fiyatına sattığımızda bile iki kat daha fazla kâr ediyoruz çünkü hiçbir maliyetimiz yok. Bununla birlikte dünyada ‘Sadece otla beslenmiş hayvan eti’ eğilimi var. Bu hayvanların etleri yüzde 30-50 daha pahalıya satılıyor” diye anlatıyor. 15 MİLYON HEKTARDA BU YÖNTEM

BÜTÜNCÜL yönetim, Zimbabveli biyolog ve ekoloji uzmanı Allan Savory’nin 1970’lerde yarattığı bir sistem. Dünyada 15 milyon hektara yakın arazide uygulanıyor. En çok ABD, Patagonya, Afrika bozkırları ve Avustralya çöllerinde yaygın. Allan Savory, IFOAM’ın (Uluslararası Organik Tarım Hareketleri Federasyonu) 3 yılda bir farklı bir ülkede düzenlediği Dünya Organik Kongresi için ekim ayı içinde İstanbul’a gelmişti.


Bu haber Hürriyet'te yayınlanmıştır
Haber: Zeynep BİLGEHAN
Fotoğraf: Levent ASLAN
24 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page